11 Ağustos 2015 Salı

Dönüşüm

Eninde sonunda, değişmeye, dönüşmeye, savaş baltalarını indirip, duvarlarını yıkmaya başlıyor insan. Sanki biraz sonra ağlayacakmış gibi olma hali kendini hep çocukluğunda ki gibi küçük bir tebessümle yaşama haline dönüşüyor. Sonu değil, yarın ne olacağını hevesle beklemeye başlıyorsun. Mutluluğu arama iç güdüsü, içindeki mutluluğu ortaya çıkartma güdüsüyle değişiyor. Kızgınlıkla baktığın hayata daha sakin bakmaya başlıyorsun, çünkü savaşmaktan yorulduğunu anlıyorsun ve hatta savaşarak bir şey çözemeyeceğini. Hep mesafe bıraktığın tatlara, ruhlara, kokulara karşı daha açık oluyor, yıllardır ördüğün duvarın seni ne kadar kısıtladığını fark ediyorsun. Hayat kendini kısıtlamak içi fazla kısa, ruh ondan mahrum bırakılmayacak kadar derin, beden ise ikisi arasında köprü kuracak kadar işlevseldir. Duvarlar, kızgınlıklar, kavgalar bu üçlüyü birbirinden  kolayca ayırıp bağlarını kopartabilir ve çok güzel bir deneyimden mahrum kalabilirsiniz. Ama bu üçlüyü bir araya getirdiğinizde yaşayacağınız dönüşümle bu hayatı sadece bir kere yaşayacak bedenlerinizi ve belki bir çok kere daha yaşayacak ruhlarınızın bir arada yaşayacağı eşsiz bir süreçte birleştirmiş olup doyurabilirsiniz ve ruhun diğer durakları için enfes deneyimler, izler bırakabilirsiniz. Değişmekten daha doğrusu dönüşmekten korkmamak gerekir çünkü zaten her geçen gün değişirsiniz fark etmeden. İnsanın özü değişmektir. Sizi değiştireceğinden korkarak yeni kararlar almaktan vazgeçmeyin. Bu hayatta almanız gereken her kararın, atacağınız her adımın sizi değiştireceğinden emin olun. Dönüşümlerle bu hayatın tadına varabilirsiniz sadece.Çünkü böylece farklılıkların keyfini çıkartabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder