16 Haziran 2016 Perşembe

Nisan Devrimi.

2 sene içerisinde kendime dönüşlerim hep "NİSAN" aylarında oldu. Kendimle savaşımda uçurumun kenarından dönmem ve depresyonda olduğumu kabullenmem 2014 yılının 19 Nisan gecesine denk gelir, yani diyebilirim ki içinde bulunduğum karanlığı bir nisan ayının gece yarısında algılayabildim. Zaten her şey o nisan gecesinde başladı. Hayatımı değiştirmem gerektiğini biliyordum artık. Bedenime ve ruhuma inanılmaz zararlar vermiş, çok hoyrat davranmıştım ikisine ama bana rağmen direnmişlerdi. İnsan zihninin ne kadar karanlığa gömülebileceğini, kişinin beden ve ruhuna ne kadar kötülük yapabileceğini bilseniz şaşarsınız. Zihnim aydınlanmaya başladığında ruhumu da tedavi etmeye başladım. Değişmeye, gerçek Gözde'ye dönüşmeye başlıyordum.

Zihinim aydınlığa, ruhumu da yavaş yavaş huzura kavuşturduğum da verdiğim ilk karar beden sağlığımı yeniden kazanmakla ilgili oldu, ameliyat olacaktım çok kararlıydım. Testler, tedaviler, raporlar bir yandan iş fiziksel olarak zorlayıcı bir sürecin ardından kaderin cilvesi o karanlıktan çıkmaya başlamamın tam 1 yıl ardından nefis bir bahar günü 29.Nisan'da beden dönüşümüm de başlamış oldu. Bir yıldan fazla geçti üzerinden yeni bir ben, yine bir ben, gerçek ben ortaya çıkıyor. Değişen bedenim ama yenilenen ve tazeleşen bir ruhum var artık.

Kolay mıydı? Asla. Bedenen bir sürü kısıtlamaya adapte olmak kolay değildi ama isteyince çok ama çok isteyince zor diye bir şey yok. Asıl zor olan ruhen yenilenmek oldu, zihnimi temizlemek ek olarak. Hayatın belli dönemlerinde insan pusulayı kendine çevirmeli, kendini ihmal ettikçe insan muttan uzaklaşıyor, ruhunu karartıyor. Kendinize dönmek kötü değil aslında uzun zaman karanlıkta kaldıktan sonra. İyi bir aile, her çileni çeken bir kaç dostla zor zamanlar kolaya dönüyor. Bunu fark etmek için bazen uçurumun kenarından dönmek ya da bir çırpıda radikal bir karar almak gerekiyor.

Hayatımda değişmeyecek şeyler yok mu; elbet var . Aileme olan bağlılığım, dostlarıma olan sevgim ve cesaretim. Aksine daha fazla arttı hepsi, ailemi daha çok sarıp sarmalamak, dostlarıma daha fazla kıymet veriyorum ve özellikle artık çok çok çok daha cesurum çünkü biliyorum ki korkmayınca hayat daha basitleşiyor.

Kendinize hoyrat olmayın ya da olun ama bir yerde durun.


5 Haziran 2016 Pazar

Yine yeni bir küçük doğum günü yazısı .

36 bitti 37 oldum. Sadece küçük matematiksel hesaplar geçirdiğimiz günler, saatler,  yıllar ?  Benim için başka bir yıldı. Ben şiir sevdim 36 yaşımda, bol bol okudum, bol bol dinledim en çok kendimi dinledim ama, affettim ilk evvela kendimi sonra kırıldıklarımı. Kızdım kalbimi kıranlara ama kendime yaşattıklarım için önce bana. Güldüm önce kendime, sonra her şeye. Sevdim ilk evvela kendimi sonra her şeyi. Kendimle ve hayatla barıştım. Çok sevip çok özlediklerimle kavuştum. Kendime hak ettiğim değeri verdim önce sonra da herkese hak ettiği değeri vermeyi öğrendim. Her şeyin benimle başladığının ve benimle bittiğinin farkına vardım hatta ne kadar önemli olduğumun. Kendime ve bir çok kişiye çok hoyrat davrandım çok ama çok uzun müddet. Kırdıklarım beni affetsin, ben beni kıranları affettim. Yeni bir hayat yaşıyorum artık. 36 yaşında yeniden doğdum. Yeni bir ben değilim, artık daha çok benim.

İyiki doğdum.