9 Eylül 2015 Çarşamba

Geri gider bu memleket.

Her gün haberleri açtığımda. (ki açmamaya özen gösteriyorum) 90'lı yılların geri döndüğünü hatta her şeyin daha beter olduğunu görmekten nefret ediyorum. Yıllar boyunca süregelmiş politik hatalar zincirinin, eğitimsizliğin dibine vurmuş ve neyin ne doğru neyin yanlış olduğunu idrak edemeyen bir milletin içinde yaşıyor olmak kanıma dokunuyor. Elim kolum bağlı oturmak, sessiz kalmaya çabalayıp sonunda kalamamak, etraftan yapma başın derde girecek baskısını hissetmek, ölen çocukları, yitip giden gençleri, ciğeri pare pare olan babaları, yüreği yanan anaları, sevdiğini kaybeden kadınları ve yetim kalan evlatları görmekten yoruldum ben. Sıkıldım kaostan, savaştan, kavgadan. Tek ihtiyacımız huzurken 3-5 menfaatçi, düzenbaz, ahlaksız, güç budalası oksijen israfının galeyana getirdiği ne yaptığını bilmeyecek kadar cahil, beyni bedeninden ayrılmış, şuursuzun ya da aptallığından yararlanılıp beyni yıkanan, gözünü kan bürümüş mahlukların hiçbirinin birbirinden farkı yok. Vandallık, savaş, kan tek çözümünüz bu. Bu memleketin her geçen gün gerilemesini sebebi sizlersiniz.Gidin...Tasınızı tarağınızı alıp bu dünyadan gidin, bu dünya sizlerle paylaşmak için fazla küçük. Gidin artık daha fazla bu dünyayı kirletmeyin.

Hiçbirimiz ırkçı, sevgisiz, egoist, kibirli doğmadık. Ağzından düşürmediğin Allah'ın bize verdiği beyin içini doldurmaya gücün yetmeyeceği bir veri bankası ve inanır mısın; BEDAVA. İçini doldurmaktan geçiyor her şey. Eğitim politikaları falan umurumda değil, her şey kişinin kendisinde biter. Ne verirsen onu alırsın, kendini eğit, insanların seni yönetmesine, kuklalaştırmasına izin verme,
yakarak, yıkarak, öldürerek ne çözüldü bugüne kadar, ne geçti ellere utançtan başka. Sükunet, sabır, hoşgörüdür bu memleketi yol aldıracak ve barışı getirecek olan.


Uyan arkadaşım bizim birbirimize tahammülümüz kalmadı, sor bakalım kendine "acaba neden" diye. Cevabını verebiliyor musun? Ben sana bir ipucu vereyim. Aynaya bak. Bu memleketi bu hale getiren bizleriz. Suç sende, bende, herkeste. İzin verdik eğitim sisteminin içinin boşaltılmasına, kazanılacak 3-5 kuruş uğruna ülkenin alaşağı olmasına, en korkuncu da ötekileştirilmeye göz yumduk. Kemalist, ulusalcı, milliyetçi, dinci, faşist, Türk, Kürt, alevi, sünni,  kadın, erkek, Galatasaraylı, Fenerli içten içe parçalandık. İşte sonuç memleket darmadağın. Ve işin kötü tarafı memleketin halinin müsebbiblerinin umurunda değil. Ne sen, ne ben ne de bu memleket umurları değil. Canım uyan, sen öldüğün ile ya da öldürdüğün ile kalıyorsun, ben üzüldüğümle. Muktedirler kendi ceplerini doldurup, tahtlarına daha rahat oturmak, etraflarında biriktirdikleri o aptal kalabalığı kaybetmemek derdinde yani kendi güçleri ve keyifleri dışında hiçbir şey umurlarında değil. Aç gözünü, gri hücrelerini çalıştır lütfen. Huzurlu ve barış dolu bir toplumda yaşamak istemiyor musun? Gelecek nesillerde kaos içinde mi büyüsün?


Son aylarda ölen çocukların, gençlerin sayısına bak. Ne kadar acı sayısına bak diyoruz. Aslında en büyük sayı bir değil mi? Biri de bin bini de bir. Sebepsiz yere bu memlekette kan dökülmesin artık. Muktedirlerin aklı selim olmadığı yerde iş bizlere düşmüyor mu? Sakin olmalı, ve o beyni biraz kullanmalı.

1 Eylül 2015 Salı

Gri Kurt ve Kahverengi Ayı

İki ayrı dünyadan hatta iki düşman familyadan gelen gri kurt ve kahverengi ayının dostluğunu belgelemişler. Aslında iki yalnızın, tek başlarına vahşi doğaya ayak direyemeyecek iki canlının birbirine omuz vermesi. Normalde uğruna savaşacakları lokmaları bölüşüyorlar. Dostluk değil bu aslında yarenlik, ahiretlik. Bir çok dostum var bu hayatta ama bu fotograflara baktığımda tek bir kişi geldi aklıma. Çevremizdeki kalabalığa rağmen tamamlanamamış; hayatın bir çok yerinde yolları kesişmiş ama doğru zaman gelene kadar aynı kapıdan geçememiş iki yeni yetme kız İstanbul Üniversitesinin kapısında aynı taksiye binme teklifiyle başlayıp sonra hiç ayrılmayan iki ruh. Bir o kadar birbirinden ayrı olup, bir o kadar birbirine benzeyen ikiz ruhlar. Birbirini bulunca tamamlanan iki şaşkın. Ruh ikizi dediğimiz şey aslında çok yanlış anlaşılıyor ve nedense hep karşı cinsi nitelediği düşünülüyor. Gerçekte ruh ikizi sizi tamamlayan kişidir. Çiğdem ablam ki 3 kardeşin en büyüğü ve en bilgesi olur kendisi lise yıllarımda bana "İnsan gerçek dostunu üniversitede bulur." demişti bu bana pek inandırıcı gelmemişti o zamanlar ama doğruymuş. Güne telefonda felsefi bir tartışmayla başlayıp (çünkü mesajlaşarak hızımızı alamamışızdır) ve hatta ciddi ciddi fikirlerimiz uğruna kavga edip telefonu kapatırken olayın " kezban muhabbetine "dönmüş olması ve hatta magazin haberlerini değerlendiriyor olmamız neden birbirimizi tamamladığımızın kanıtı gibi aslında. Hayatta 3 tip arkadaşınız olmalı .Birincisi kendi seçtiğiniz kardeşiniz. İkincisi uzun zamandır tanıyıp belli bir yaştan sonra dost olduğunuz çocukluk arkadaşınız. Üçüncüsü ise ahiretliğiniz yani ruh ikiziniz. Yani kendinizi yapayalnız bulduğunuzda uğuruna kavga edeceğiniz lokmanızı bölüşüp, vahşi hayatta sırtınızı dayayıp ve yeri geldiğinde omuz vereceğiniz kişi. En salak tartışmalarla aynı anda en anlamlı tartışmaları da yapabildiğiniz, her gittiğinizde ikinizde birbirinden farklı ama hep aynı şeyleri yediğiniz için söylendiğiniz ve karşı tabağın kızarmış patateslerine rahatça bulaştığınız, gün içerisinde onlarca kahve falı fotosu gönderdiğiniz, sürekli birbirinizi azarlayıp aslında ikinizin de aynı şeyi yapmaya devam ettiğini bildiğiniz, apayrı ama aynı bir ruh . Kolay mı onu bulmak diye sorarsanız eğer? Değil elbet ama imkansız değil çünkü eninde sonunda eksik parçası olan ruhlar tamamlanmak üzere birbirlerini çekecekler ve aynı kapıdan beraber giriş yapacaklardır.

Bir Kadının Kız Kardeşi Olmalı

Bir kadının kız kardeşinin olması büyük bir şanstır diye düşünmüşümdür her zaman.Çünkü kız kardeş senin gibi olmayan sendir ; yani senin hücrelerini taşır, senden bir parçadır, sana benzer ama sana benzemezde. Sizi tanıyanlar her baktığından birbirinizden bir parça görebilir ama etrafınızda birbirinizden bambaşka izler bırakırsınız. Ben iki ablaya sahip en küçük, her ikisinden de parçalar taşıyan ama bir o kadar her ikisine de benzemeyen kardeşim.Genelde herşeyden en son benim haberim olur yıllardır alışıla gelmiş koruma psikolojisiyle; aslında belki de ikiside çok iyi bilir ne kadar dirayetli olduğumu.Ben ablalarımı birisine şöyle tarif etmiştim:
“Anıtkabir’de ki Aslanlı Yolu düşünün 2 adet aslan tüm heybetiyle  yolu tutmuştur.Sanki bir saldırı olsa Anıtkabir’i ilk onlar çıkıp koruyacakmış gibi.İşte benim ablalarımda böyledir önümde iki heybetli aslan gibi set çekerler, beni üzen bir şey olduğunda anında bertaraf ederler.”
İnsanın iki ablası olması güzel şey babamın dediği gibi düşman kardeşler de olabiliyorsunuz bazen, bazen de ablalardan başka kıymetli hiç bir şey olmuyor dünyada  hele ki benim gibi çok yaş farkı hatta yaşadığımız dönemlere bakıldığında nesil farkı varsa bazen işler, eksenler şaşabiliyor.Aslında annem ve ablalarım sayesinde düşünülenin ve beklentilerin aksine daha sağlam karakterli bir insan olduğumu söyleyebilirim gönül rahatlığıyla.Çok avere görünsemde ayaklarımın yere basması onların sayesindedir.Bimezler belki ama gözüm açıktır, dünyadan, hayattan gelecek her sertliğe karşı duvar gibi durabilmem onlara olan güvenim sayesindedir aslında çünkü bilirim ki kırılıp, eğilip bükülürsem beni düzeltecek iki ablam vardır arkamda.
33, 44, 50 ya da 50, 44 , 33 2012 itibariyle sürmekte olduğumuz yaşlar, 17 ve 11 aramızda ki yaş farkları. Ben 33 yıldır sırtımı en sağlam duvara dayamadım ama sırtımı en sağlam duvara verdim o yüzdendir korkusuz mizacım çünkü arkam sağlam.En üzüldüğüm zamanda ben hüngür hüngür ağladım onlar için için hatta gizli gizli ağladılar.Bazen o kadar şen kahkalar attık ki Jüpiterden bile duyulmuş olabilir.Hayatta acı tatlı her şeyi birlikte yaşadık ve umarım daha uzun yıllar yaşayacağız.Birbirimizin ardını kollayan sağlam duvarlarımız olacak hep. Hiç kimseyi sevmediğimiz gibi sevip birbirimizi, hiç kimseye yapmadığımız cadılıkları yapacağız birbirimize.Her zaman yanımızda birbirimizin gölgesiyle yürüyeceğiz.
Bir kadının kız kardeşinin olması en büyük şansıdır hele ki iki kardeşi varsa hayata dair güzel ne varsa daha fazla yaşanır, hayat acı yüzünü gösterdiğinde ise daha kolay atlatırsın, direnirsin.
Kardeşleri olmaktan gurur duyduğum iki ablamda iyi ki varlar.Hayat sizinle daha güzel , daha kolay ve daha eğlenceli.Üzerimide ki onca emeğinizee karşılık bir parça da olsa gurur duyabildiğiniz bir birşeyler yapabildiysem bu hayatta ne mutlu bana.


Her ne kadar bu güne kadar söylememiş olsam da bilin ki sizleri çok seviyorum.Varlığınızla hayatıma renk kattığınız için çok teşekkürler.