25 Ağustos 2017 Cuma

Hayat

Dünya garip. Bir yanda bir olmayı kutlayanların havai fişekleri patlarken diğer yanda hiç olmayla hesaplaşan insanlar aynı göğü paylaşıyor, o gökte patlayan fişeklerden kaçışan martılar bir huzursuzluk şarkısı tutturuyor. Açtığın pencereden serin havanın tadını çıkarmaya çalışan ben varım bir tarafta, diğer tarafta keşke biraz daha sıcak olsaydı diyen bir evsiz. Tıka basa karnını doyuranla, açlıktan midesi kazınan aynı semtte uyuyacaklar az sonra. Bu dengesizlik mi hayatı garipleştiren; yoksa hayatın garipliğinden dengesizlik mi ortaya çıkıyor ? Hayat bu kadar garip ve hatta saçma, dengesiz ve kaotik olmasa çekilir mi? Yaşamın güzelliği bu üç öğede saklı aslında. Herşeyin yolunda gittiği bir hayattan ne beklersiniz? Hayat ne kadar kaotikse o kadar keyiflidİr. Rayında giden bir hayattan sıkılmayıp bir sonraki anı hevesle bekler miydiniz ? Ben beklemezdim...Belki düzene karşı olmamadan, çarpışacak birşeyler aramadan ama tek düze bir hayat değilde kaoslarla yoğrulmuş bir hayat daha yaşanılası geliyor bana. Hayat beni yordukça besleniyorum, sağlamlaşıyorum. Anarşizm aslında yaşamaktır, doğar doğmaz kılıçlarını kuşanmış dünyaya, işte geldim buradayım diye kafa tutmaktır. Dolayısiyle hayat tek düze olmaz asla, muhteviyatına ters. İstemeyin de öyle olmasını ki tadı çıksın. Korkmayın ve dünyaya şöyle söyleyin; "Gel elinde ne varsa al da gel. Buradayım. Senden korkan senin gibi olsun."

Yarım..

Şaşkınım, sen gidince çok yalnız kaldım. Aslında çok önceden gitmiştin ama buradaydın işte. Şimdi bir boşluk bıraktın çeperimde. İlk defa tek başıma kaldım gidişinin 7. akşamında ve bu saçma dünyada baya baya üryan kaldım. Babacım ben bu hayatta en çok seni sevdim. Bunu hep bildim ama sen gidince yapayalnız kalacağımın fark etmemiştim. Eksildim, en önemli parçamı kaybettim, yarım oldum sanki. Babacım ben seni uzun zamandır özlüyordum ama yüzünü görmem yetiyordu, yanımdaydın işte öyle ya da böyle.İçimin gülen yüzü insan sana doyar mı? Ben doyamadım ama biliyorum çok özledin gönderdiklerini, seninle olma sırası onlara geldi.  Seni sana benzeyen her zerremde hissediyorum, üzülüyorum, özlüyorum ama huzurluyum, çok iyi biliyorum gittiğin yerde çok mutlusun. 
Hasretle...

İyiki doğdun.